05 Nisan 2024

Yaratıcılığın Kilidini Açmak: AI ve Yazarlık

 


Not: Aşağıdaki yazı bütünüyle yapay zekâ tarafından yazıldı; ben yalnızca konuyu verdim ve üslupla ilgili birkaç not ekledim. Bu gözle okur ve ne düşündüğünüzü sosyal medyada paylaşırsanız sevinirim... Ha, bu arada illustrasyonu da yapay zekâ yaptı :)


Hiç boş bir sayfaya bakıp kelimelerin ortaya çıkmasını dilediğiniz oldu mu? Ya da belki bir kurgu çıkmazında sıkışıp kaldınız ve hikayenizin düğümlenmiş ipliklerini çözemediniz. Yazarlar olarak bu mücadeleler bizim için çok tanıdık. Ama korkmayın, kelime ustaları! Kasabada yeni bir ilham perisi var ve adı Yapay Zeka (AI).

Evet, bilim kurgu filmlerinden fırlamış gibi görünen AI, artık yazarların cephanelerinde güçlü bir araç. Bizi (neyse ki!) yerimizden etmek için değil, yaratıcılığımızı beslemek ve yazma sürecini kolaylaştırmak için burada. AI'nın nasıl bir yazarın gizli silahı  olduğunu ve sizin için de nasıl sihirli bir şekilde çalışabileceğini anlatacağım:

02 Nisan 2024

"Diren Aklım" da artık Google Books'ta


Baskısı tükenen ama okurlar tarafından sık sık sorulan kitaplarımı Google Books'a taşıma süreci devam ediyor. Seni Tılsımlar Korur ve Günbatımı Fandango'nun ardından, bu hafta Diren Aklım da e-book olarak yayımlandı. Basılı versiyonu 2013 Eylül'ünde okurlarla buluşan roman için, "Gezi'nin hikâyesi" diyebiliriz. 2013 Mayıs'ının ilk haftasında başlayan olay örgüsü, dört farklı karakterin iç içe geçmiş sarmal anlatımlarıyla ülkenin o günlerdeki atmosferini tanıklıklar üzerinden giderek ayrıntılarıyla dillendiriyor. Bir anlamda, tarihe not düşmek için yazdığım bu roman, daha sonraki Tavuskuşu Güncesi'nin de öncülü niteliği taşıyordu. Yukarıdaki kapak resmine ya da buraya tıklayarak Google Books'tan satın alabilirsiniz.

Bitmeyen Fenerbahçe düşmanlığı

 


Bu yazıyı yazmak son on yıl içinde defalarca aklımdan geçti ama bir şekilde vazgeçtim. "Bunca önemli mesele varken futbol denen afyonun mu peşine takılıyorsun?" diye serzenişte bulunabilecek olanlara bir derece hak verdiğim içindir belki, bilemiyorum. Ama yıllar içinde olan bitenler birikip durdu ve dosya sonunda görmezden gelinemeyecek kadar büyüyünce de aklımdan geçenleri yazmak farz oldu. Konumuz, "taraftarlık" denen ruh halinin artık nasıl ürkütücü bir nefret alanı haline geldiğiyle ve elbette son on beş yıl içinde giderek bir "Gulyabani"ye dönüşen Fenerbahçe düşmanlığıyla ilgili.