Gençler İçin Yunan Mitleri / Ingrid & Edgar Parin
D’aulaire / Çev: Abdullah Yılmaz / ALFA
Mitolojiye ilgi duyanları hoşnut edecek kitap sayısı ve
çeşitliliği konusundaki yetersizlik üzerine fazla bir şey söylemeye gerek yok.
Son on yıl içinde birbiri ardına yayımlanan genel referans kitapları ya da
spesifik alanlara yönelik incelemelerle birlikte bu eksiklik yavaş yavaş
giderilse de, yayın dünyasında özellikle gençlere yönelik mitoloji kitaplarıyla
ilgili hâlâ ciddi bir boşluk var. Üzerinde yaşadığımız toprakların Sümer,
Hitit, Frig, Yunan ve Roma mitolojilerini yaratan halklara binyıllarca ev
sahipliği yaptığı düşünülünce, bugünkü Anadolu sakinlerinin bu muazzam
birikimden bu kadar az yararlandıklarını görmek şaşırtıcı geliyor insana. Daha
bundan yirmi yıl öncesine dek, mitoloji dendiğinde akla yalnızca Yunan
mitlerinin gelmesi ve buna rağmen bu konuda bile oldukça az Türkçe kaynağa
rastlanması, belki biraz da toplumun kadim uygarlıklardan aktarılan kültüre
karşı anlaşılması güç ilgisizliğinden kaynaklanıyor olabilir. Yine de
yayınevleri, istikrarlı bir çabayla eldeki literatürü genişletmeye ve kitap
sayısını artırmaya çalışıyorlar bir süredir.
Ingrid ve Edgar Parin D’aulaire’in yaklaşık elli beş yıl önce çocuklar ve
ergenlik çağındaki gençler için hazırladıkları “Gençler İçin Yunan Mitleri”
adlı derlemenin Türkçe yayımlanması da, bu çabaların yeni örneklerinden biri.
1930’lardan itibaren birlikte çocuk ve gençlik kitapları hazırlayan çift, folk
hikâyeleri ve Avrupa mitolojilerinin yanı sıra, Amerika tarihini de genç
okurların ilgisini çekecek biçimde sunan kitaplara imza atmış. Hazırladıkları
resimli biyografiler arasında Benjamin Franklin, Pocahontas ve Buffalo Bill
gibi, Amerikan tarihinden renkli simalarının biyografileri var. Dikkatleri
üzerlerine çekmelerini sağlayan ilk yapıtları ise, İskandinav mitolojisine ait
klasik bir derleme niteliği taşıyan, şiirsel dille yazılmış “Edda”ların popüler
versiyonu.
Elimizdeki kitapsa, olabildiğince
basitleştirilmiş anlatımı ve yalın diliyle,
Eski Yunan kozmolojisinin fantastik anlatılara dönüştürülmüş simgesel
hikâyelerini genç okurlara aktarma işlevi görüyor. D’aulaire çiftinin bu
çalışmasının cazibesini artıran bir diğer önemli unsur da, her sayfada
karşımıza çıkan ve mitlerdeki ayrıntılara görsellik kazandıran, özenle yapılmış
resimler. Aslına bakılacak olursa, ilkgençlik yıllarından beri portre,
litografi, fresk ve illustrasyonla uğraşan bu sanatçı çiftin yayın dünyasındaki
popülerliği de, ressam kimliklerinden geliyor. Her ikisi de sanat eğitimi almış
ve Norveç, İsviçre, Almanya ve Fransa’da, hayatlarını kazanmak için uzun süre
ressamlık yapmışlar. Tanışıp evlendikten sonra ABD’ye yerleşen ve New York’ta
yaşamaya başlayan çift, başlangıçta ayrı ayrı sürdürdükleri çalışmalarını bir
yayıncı dostlarının önerisi üzerine birlikte gerçekleştirmeye başlamışlar ve
ortaya Amerika’nın en çok okunan çocuk ve gençlik kitapları çıkmış.
“Yunan Mitleri”, iyi planlanmış, derli toplu bir popüler mitoloji çalışması.
Genç okurları Yunan düşünce ve edebiyatının içine kolayca çekecek biçimde,
kolay takip edilen ve resimlerle gerçekten çok zenginleştirilen bir sunum
ortaya çıkarmış D’aulaire çifti. Hemen ilk sayfada, Yunan teolojisinin temel
ilahi figürlerini bir soyağacı biçiminde sunan, güzel bir illüstrasyon yer
alıyor. Olimpos dünyasında kim kimdir, hangi tanrısal varlıklar kimlerle
ilişkidedir, bir çırpıda görmek mümkün. Ardından, Eski Yunan coğrafyasını
sergileyen, yalın ve işlevsel bir harita geliyor. Yunan anakarası, Ege adaları
ve Batı Anadolu’yu içeren bu haritada, bilinen mitlerin hangi bölgelerde
gerçekleştiği de not düşülmüş. Afrodit nerede sulardan çıkıp karaya ayak
basmış, Demeter’in kızı Persephone nerede kaçırılmış, Herakles nerede doğmuş,
Hermes’in kült şehri neresiymiş, Zeus’un çocukluğu nerede geçmiş, Amazonlar nerede
yaşamış, bir çırpıda görmek mümkün. Daha sonraki bölümlerde yer alan mitler ve
efsaneler için de güzel bir coğrafi referans oluşturan bu haritadan sonra, Eski
Yunan evrenini tanıtan bir girişle başlıyor kitap ve tanrıların,
yarı-tanrıların, ölümlülerin, korkutucu varlıkların birbirleriyle iç içe geçen
hikâyeleri, birer birer anlatılıyor. Titanlar denen kadim ilahi ırkın ortaya
çıkışıyla başlayan Yunan kozmogonisi , sonradan Olimpos teolojisinin merkezine
yerleşen Zeus ve onunla ilişkili tanrıların renkli serüvenleriyle sürüyor.
Hera’nın kıskançlığını, Apollon’un mağrurluğunu, Artemis’in avcılığını,
Prometheus’un çilesini, Pandora’nın gizemli kutusunu, Nuh’un Yunan versiyonu
olan Deucalion’un serüvenlerini, Hades’in ürpertici yer altı dünyasını, Dionysos’un
gizemli hikâyesini, düzenli bir sıra içinde okuyorsunuz. Yine vurgulamak
gerekiyor ki, okuma sırasında renkli ve ayrıntılı illüstrasyonlar, anlatılara
zenginlik katıyor.
Yunan mitolojisi ve gizem kültlerini, Eski Yunan kozmolojisi ve sembolizmi
üzerinden derinlemesine inceleyen (kimileri fazlasıyla akademik dile sahip)
kaynak külliyatı yetişkin okuyucu için elbette oldukça değerli. Ancak bu tür
yapıtların mitolojiye ilgi duyup kadim kültürleri tanımak isteyen ergenlik
çağındaki genç okurlara hitap etmek gibi bir amacı olmadığı için, belli bir
entelektüel birikimin uzağındakilerin beklentilerini de karşılayamıyor. İşte
D’aulaire çiftinin bu klasik çalışması, bu boşluğu dolduracak nitelikte.
Mitolojiye, gizemli tanrılara, eski uygarlıkların tanrısal varlıklarına ait
hikâyelere ilgi duyan çocuğunuz, kardeşiniz ya da yeğeniniz varsa, gönül
rahatlığıyla hediye edebilirsiniz. Kağıt ve baskı kalitesinin de kitabın önemli
bir artısı olduğunu belirtelim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder