Bir zamanlar yarı fantastik unsurlara dayalı bir bilimkurgu ögesi olmaktan ileri gitmeyen Yapay Zekâ (YZ), gerçekten şaşırtıcı bir hızla yaşantılarımızın içine giriverdi ve merkeze yerleşme yolunda da iddialı adımlarla ilerliyor. Hatta rahatlıkla söyleyebilirim ki, bir gece yatıp uyuduk ve ertesi sabah bir anda yapay zekâ uygulamalarının havada uçuştuğu şaşırtıcı bir dünyaya gözlerimizi açtık. Bazen kendi kendime düşündüğümde, nasıl bu kadar çabuk ve istekli biçimde bu yepyeni atmosferin içinde dolaşmaya başladığımıza hayret ediyorum ister istemez. Şunun şurasında, yaygınlık patlaması gerçekleşeli daha 2 yıl bile olmadı. OpenAI tarafından geliştirilen ChatGPT 4'ün yarattığı sansasyonla başlayan süreç, nasıl olduysa bizi sanki yıllardır YZ kullanırmışız gibi bu durumu kanıksamaya doğru itti hızla. Bu yazıda hem biraz bu gelişmelerin kaçınılmazlığından söz edip, YZ'dan tedirgin olmak yerine onu kendi hayatımızı kolaylaştırmak için kullanmanın önemine değinmeye çalışacağım, hem de son dönemde giderek artan hızla yaygınlaşan güçlü ve etkili YZ uygulamalarına değineceğim.
Başlangıçta ilk tepki, ciddiye almamak ve hatta espri malzemesi olarak kullanmaktı YZ kavramını. Ardından yavaş yavaş tedirginlik sesleri yükselmeye başladı: "Bu icat çoğumuzu işsiz bırakacak, hayatlarımız alt üst olacak". Elbette bu kaygılarda haklılık payı yok değildi. Ama bu olumsuz tavır, sanayi devrimi şafağındaki "makine kırıcılık" rüzgârını çağrıştırıyordu biraz. Kendi adıma, benzeri bir çalkantıyı internet ilk yaygınlaşmaya başladığında da yaşadığımızı söyleyebilirim. İlkin, bu iletişim ağından fazla haberdar olmayan ve bilgisayar kullanmayı oyun oynamaktan ibaret sanan dostlarım, "boşuna zaman yitirdiğimi" söyleyerek takılmışlardı bana 1990'ların ortalarında. Kısa bir süre sonra, içinde bulunduğum yayın dünyasında çeşitli işlerde çalışan arkadaşlar, "Bu icat bizi işimizden edecek" diye homurdanmaya başladılar. Ama aradan birkaç yıl geçtikten sonra dünya öyle bir hale geldi ki, internet olmadan, onun olanaklarından yararlanmadan hayatı sürdürmek neredeyse olanaksız oldu. Benzeri bir durumun, üstelik çok daha kısa bir süre içinde YZ için de geçerli olacağını düşünüyorum.
NightCafé Studio: Şu an piyasada çok sayıda resim üretme uygulaması var ama NightCafé giderek kalabalıklaşan kullanıcı ailesi ve sosyal iletişim becerileriyle diğerlerinden ayrılıyor. Üstelik DALL-E 2 ve Stable Diffusion gibi güçlü altyapılarla, küçük animasyonlar da dahil, çok güzel görseller üretme olanakları sağlıyor. Tek sınırınız var, o da kendi yaratıcılığınız.
Narakeet: Sınırlı da olsa ücretsiz versiyonu bulunan, metinden sese dönüştürme aracı. İstediğiniz dildeki bir metni, seçtiğiniz sesle konuşmaya dönüştürüp bilgisayarınıza indirebiliyor ve projelerinizde (sözgelimi sunum ya da videolarınızda) kullanabiliyorsunuz. Narakeet ile ayrıca PowerPoint sunumlarını sesli ve altyazılı videoya dönüştürmek de mümkün.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder